Los Angeles’taki
günlerimiz ilerledikçe aslında en az 2-2,5 haftalık bir seyahat planlamalıydık
diye düşünüyorum. Çünkü Los Angeles’taki 4 gece kalma planımız ancak Los
Angeles ve yakın çevresini görmeye yetti, San Diego, San Francisco, Santa Barbara,
Malibu, Long Beach’e gitmek ve çıkışta problem çıkma olasılığına karşı risk
alıp Meksika’ya geçmek isteyenlerin bu süreyi 10 güne çıkarmalarını öneriyorum.
Efsane Magic Johnson |
Bugün
öncelikle görmemiş olmayalım diye gittiğimiz şehrin daha çok iş merkezi olan
downtown bölgesi ile gezimize başlamaya karar verdik. Ancak internetten
araştırdığımız kadarıyla hiçbir özelliği olmayan downtown dedikleri kadar
varmış. Ancak arabayla dolaşırken Lakers’ın maçlarını oynadığı Staples Center
ve etrafındaki hareketlilik gözümüze çarptı. Arabamızı park edip Staples Center
ve çevresinde biraz vakit geçirdik. O gün Staples Center’da Glee dizisinin
canlı müzikali varmış, o yüzden bayağı bir kalabalık vardı. Staples Center
çevresinde biraz gezip fotoğraf çektirdikten sonra öğle yemeğimizi Yard House adlı restoran-barda
yemeye karar verdik. Son derece keyifli bir yemekten sonra downtown’da daha
fazla vakit kaybetmeyi istemedik ve sonraki istikametimiz olarak Walk of Fame
ve Chinese Theatre ve oscar ödüllerinin verildiği Kodak Theatre’ı ( Kodak bu
sene iflas bayrağını çekti gerçi, bundan sonra adı ne olur bilemem)
belirledik.
Yard House Restaurant
|
Walk of Fame, Holywood’un bugünkü şöhretini kazanmasında emeği geçen aktör ve aktristlerin
anısına yola döşenmiş yıldızların ve el izlerinin sergilendiği bir cadde. Daha
çok magazin programlarında ve oscar
törenlerinde görmeye alıştığımız, gözümüze aşina bu caddeye geldiğimizde
yabancılık çektik dersek yalan olur. Biraz kalabalık olmasına rağmen birkaç
fotoğraf çektirebildik. Çünkü çok turistik bir yer olduğu için akın akın
insanlar burayı görmeye gelmişler, zaten küçük de bir alan olduğu için yerde
döşeli ünlülerin isimlerinin olduğu boş bir yer bulduğumuz anda çöküp fotoğraf
makinasının deklanşörüne bastık ve doğrulduk, aksi takdirde insanların o
kalabalıkta üstünüze çıkma ihtimali çok fazla. Bu yüzden rahat hareket edip,
rahat fotoğraf çektirebilmeniz için sabah erken vakitte gitmeniz daha iyi olur
diye düşünüyorum.
You made my day - Clint Eastwood |
Chinese Theatre |
Walk of Fame |
Sonraki istikametimiz Beverly Hill’ti. Bana göre gerçek Hollywood ve Los Angeles rüyasını Beverly Hills’te görebilirsiniz. 10-20 milyon dolarlık malikaneler ve son derece mükemmel bir biçimde dizayn edilmiş caddelerin olduğu bu semte de filmlerden bayağı aşinayız. Çocukların oynadığı, bisiklet sürdüğü, sabah koşusu yapanları seyrettiğimiz tüm sahneler sanki burada çekilmiş izlenimi verdi bana. Her bir caddenin ayrı bir teması var. Bir caddenin tamamına mor renkli çiçekleri olan bir ağaç ekilmiş, diğer caddeye palmiye ağaçları ekilmiş, diğer bir caddeye dalları değişik şekilde geniş bir alana yayılmış adını bilmediğim bir ağaç ekilmiş. Gezmekten ve fotoğraf çekmekten son derece zevk aldık burada.
Son alarak da
Los Angeles’ın chinatown bölgesine gittik, aslında biraz New York’taki
Chinatown benzeri bir şey bekliyorduk, ancak yapacak ve görecek hiçbirşey
olmadığını anlayınca dolaşmaktan vazgeçip Beverly Center alışveriş merkezinde
soluğu aldık.
On the beach |
Neyse Venice Beach’i
de gördük deyip rotamızı Santa Monica’ya çevirdik. Santa Monica amerikanın en
ünlü sahil şehirlerinden biri. En ünlü caddesi de 3th Street Promanade (
İstiklal Caddesi benzeri bir yer ), alışveriş mağazaları ve restoranların
bulunduğu bir cadde. Caddede gezip alışveriş yaptıktan sonra Trastevere adlı italyan
restoranında yemek yedik. Ancak yemekler konusunda biraz hayal kırıklığına
uğradık, nedense bir italyan restoranından beklediğimiz tadı alamadık, oldukça
eski ve ünlü olan bu restoranda sanki italyan yemekleri meksikalı ahçılar
tarafından yapılmış gibiydi.
Bir süre daha
Santa Monica sokaklarında dolaştıktan sonra Los Angeles’a geri döndük. Bu Los
Angeles’taki son günümüz olduğu için tekrar Beverly Hills ve Walk of Fame’i
tekrar görmek istedik. Akşam olduğunda otelimize dönüp Hilton’un sunmuş olduğu
açık büfe menüsünden aldık, yengeç bacağından istakoza, karidesten sushiye,
biftekten prime rib’e ve tropik meyvelere kadar birçok çeşidin sunulduğu menü
sadece 47$’dı. Gerçekten keyifli bir akşam yemeğinden sonra odamıza çıktık ve eşyalarımızı
topladık. Yarın bizi yaklaşık 500 km’lik yorucu Las Vegas yolculuğu bekliyordu.
<-----Los Angeles Seyahati - Universal Studios Las Vegas Seyahati ------>
<-----Los Angeles Seyahati - Universal Studios Las Vegas Seyahati ------>
visited 25 states (11.1%)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.