7 Temmuz 2012 Cumartesi

LAS VEGAS SEYAHATİ

Sabah 7 gibi kalkıp otelden check-out yaptıktan sonra 7.30’da Las Vegas için yola koyulduk. Yaklaşık 450 km’lik yolu 6 saatte gitmeyi planlıyorduk. Yolda belki ucuza marka birşeyler bulabiliriz diye Barstow Outlet’te mola verecektik.
Las Vegas’a pazartesi gitmemizin sebebi haftasonu yoğunluğundan kurtulmak ve otellerin haftaiçi indirimlerinden faydalanmaktı. İnternette otel için uygun bir yer araştırırken 5 yıldızlı lüks otellerin fiyatlarını görünce gerçekten inanamadık. Özellikle haftaiçi konaklamalarda inanılmaz indirimler yapıyorlar, 2 kişi 3 gece için 200$’dan 1000$’a kadar otel var. Biz arkadaşlarımızın tavsiyesi ile Wynn oteli tercih ettik ve 3 gece için otele ödediğimiz para yaklaşık 480$ gibi bir rakamdı ki Wynn Las Vegas’taki oteller arasında en yüksek fiyata sahip olanlarından biri.
Las Vegas – Los Angeles arasındaki haftasonu trafiğinin de inanılmaz derecede yoğun olduğunu söylüyorlardı ki gerçekten pazartesi Las Vegas’tan dönüş yolunu görünce durumun ne kadar vahim olduğunu anladık. Yol resmen şehiriçi trafiği gibi kalabalıktı, neyse ki biz Las Vegas’a gittiğimiz için trafik yoğunluğundan etkilenmiyorduk.

Eşim Las Vegas programı için ne düşünüyordu bilmiyorum ama ben Las Vegas’ta daha çok dinlenmeyi, güneşlenmeyi, havuza girmeyi ve Strip’te gezmeyi düşünüyordum. Las Vegas’ın etrafında görmeyi düşündüğüm Grand Canyon’a gitmeye bir ara niyetlensem de bizim için arabayla gidilemeyecek kadar uzak olduğu için bu niyetimden vazgeçtim. Otobüs turları da en az 2-3 günlük turlar olduğu için zaten gidemeyecektim. O yüzden sizlere tavsiyem Los Angeles’a gitmişken içerisinde San Francisco, San Diego ve çevresinin de geziye dahil edileceği 2-3 haftalık bir tur programı yapmanız. Böyle yaparsanız görmediğiniz bir yer kalmayacağını umuyorum.
Los Angeles – Las Vegas arası araç kullanma bakımından herhangi bir sıkıntı olmadı, kimi yerde yol 2 şeride düşse de haftasonu kalabalığı olmadığı için bizim için rahat geçti.
Los Angeles’tan yaklaşık 200 km mesafedeki Barstow Outlet’te mola verdik. Burada birçok ünlü markanın outlet’i mevcut ancak fiyatlar tahmin ettiğimiz düzeyde olmadığı için çok fazla bir alışveriş yapamadık. Mağazalardan bir tanesinde alışveriş yaparken İstanbul’dan Las Vegas’a gezmeye giden bir Türk aileyle karşılaşınca da nasıl sevindik anlatamam. THY çalışanı olduğu için bedava uçuş hakkından faydalanıp Los Angeles’ı tercih etmişler, yanlarına da beraberce bedava seyahat edebileceği son senesi olan kızlarını da almışlar. Onlar da mağazalarda ucuza birşeyler bulabilir miyiz diye araştırıyorlardı. Bu sırada Japon turistleri taşıyan 2-3 otobüs geldi ve japonlar mağazalara resmen saldırıya geçtiler. Onları alışveriş yaparken görünce mağazaların neden fazla bir indirim yapmadıklarını anladım. Resmen kasaların önünde kuyruklar oluşturdular. Biz de daha fazla zaman kaybetmemek için yolcu yolunda gerek diyerek alışverişten vazgeçip yolumuza devam ettik.
Yaklaşık 6 saatlik bir yolculuktan sonra Las Vegas’a ulaşmıştık. Strip’e girdiğiniz anda Las Vegas tüm görkemiyle karşınıza dikiliyor. Oteller tek kelime ile muhteşem ve bir insan seli var caddelerde. Hemen hemen her otelde bir tema işlenmiş, Paris’i, New York’u, Mısır Piramitleri, Venedik’i, Treasure Island’ı yani ne ararsanız var. Bizim kalacağımız otel Stip’in sonuna doğruydu ve dışarıdan gördüğümüz kadarıyla tema olarak hiçbir şeyi olmayan son derece sade fakat modern bir görünümü vardı. Ancak içeri girdiğimiz anda inanılmaz ihtişamlı bir otel ile karşılaştık. Oteli döşerken mimari, peysaj ve dekorasyonda sınır tanımamışlar, harcanabilecek ne varsa hiçbir şeyden kaçınmayıp harcamışlar. Böyle bir görüntüyü tasvir etmek için gözünüzün önüne getirmem lazım ya da birşeyleri örnek göstermem gerekiyor ama bunu Türkiye’de karşılaştıracak herhangi bir otel olmadığını biliyorum. Lobide check-in işlemini tamamlayıp odamıza çıktığımız anda bir kez daha şok olduk. Odanın kapısını açtığımız anda zifiri karanlık odanın perdeleri bir anda otomatik olarak açıldı, ışıklar yavaş yavaş yandı ve odanın tüm güzelliği bir anda ortaya çıktı. O an ‘işte budur yaşamak ‘ diyorsunuz gerçekten, müşteriye yani size gösterilen saygıyı görüyorsunuz dekorasyonda.  Tüm bu ihtişam sizin için yapılmış, tüm bu para sizin için harcanmış sanki...
Wynn Otel














Odada bir süre dinlendikten sonra kendimizi Strip’e attık. Las Vegas’ta otellere giriş serbest, isteyen istediği otele girip istediği gibi gezebiliyor, kumar oynayabiliyor, alışveriş yapabiliyor, restoranlarına gidebiliyor. Vegas’ta kumar oynamanın yanın da fuhuş da serbest olduğu için yollarda sık sık elinize escort kızların resimlerinin ve telefonlarının olduğu broşürlerden sıkıştırmaya çalışıyorlar meksikalı tipler. ‘Vegas’ta olan, Vegas’ta kalır’ J dememişler boşuna.



Aslında Las Vegas birkaç caddeden oluştuğu için gezmesi 2 bilemediniz 3 saatte biter ama otellerin içerisini, alışveriş merkezlerini, normalde bir şehirde bile zar zor bulacağınız ama şekerci dükkanı gibi sıralanmış olan Gucci, Louis Vuitton, Prada, Rolex mağazalarını gezmek  ve o ambiansı yaşamak isteyenler için 3 gün yeter.
Strip’te gezerken en çok dikkat çekici olay Bellagio’nun önündeki havuzda yapılan su şovu, daha doğrusu fıskiye şovu. Gerçekten görülmeye değer ve harika bir şov, her 20-30 dk’da bir tekrarlanıyor ve rahat seyretmek için yer kapmanız bile lazım. Bir de Treasure Island otelinde yapılan korsan şovu izleyebilirsiniz ama akşam saatini denk getirip izlemek daha zevkli, çünkü patlayan topları, çıkan alevleri daha iyi görebilirsiniz.





Otellerin içerisine girdiğiniz anda gece ve gündüz kavramını yitiriyorsunuz zaten. Ama bu konuda Planet Hollywood otelinin içerisindeki Miracle Mile’ı görmenizi kesinlikle tavsiye ederim. Kapalı bir alışveriş merkezinin tavanında gökyüzü teması oluşturmuşlar, sanki güneş doğuyor ya da batıyor gibi, inanamazsınız gerçekliğine, herhalde insanoğlunun gerçekleştirdiği en gerçek yapay şey, belirli aralıklarla hava kapanıyor, gök gürlüyor ve yağmur yağıyor. Gezerken acıktığımızda ilk yemek yediğimiz yer Miracle Mile’ın içerisindeki cheeseburgerland’dı. Kesinlikle yediğim en iyi hamburgerlerden biriydi diyebilirim, tabii Adana’daki Mükerrem’den sonra. Miracle Mile’ı görülmesi gereken yerler listesinde Bellagio fıskiye şovla birlikte en tepeye koyabilirsiniz.


Bu arada yemek işinden bahsetmişken bir Wynn otelin karşısındaki Fashion Show Mall içerisinde yer alan Philly’s cheese steak’i kesinlikle tadmanızı tavsiye ederim. Ayak üstü yenebilecek en lezzetli şeylerden biri olduğunu düşünüyorum.



Escort Girl Limousine
Las Vegas’ta geçirdiğimiz süre boyunca aynen Hilton’da yaptığımız gibi Wynn’de de bir gece yemek için otelin açık büfesinde rezervasyon yaptırdık, yalnız çok kalabalık olduğu için içeri girmek için bile en az yarım saat beklemek zorunda kaldık. Ama bu tür yerler için mutlaka bir kere denemenizi tavsiye ediyorum.














Eh bu kadar gezip yorulduktan sonra sıra dinlenmeye ve biraz da para harcamaya gelmişti. :) Yalnız ben bu kumar işinden gerçekten para kazanan kimseyi görmedim, arada gazetelerde yazıyor şu kadar kazandılar, bu kadar kazandılar diye bence bütün bunlar şehir efsanesinden öteye gitmiyor. Eşimle kollu makinelerde oturmuş oyun oynarken yanımızda yaşlı bir bayan da ha bire makineye para atıp duruyordu, biz de eşimle hem oynuyor hem de muhabbet ediyorduk, kadın bir ara döndü ve nereden geldiğimizi sordu, biz de Türkiye dedik, hangi şehir diye sorunca bir anlam veremesem de Adana diye söyleyince benim annem de adanalı dedi, babası da Afyon Karahisarlıymış, biz ermeniyiz, annem babam ermeni olayları sırasında izmir'e gelip oradan gemiyle türkiye'den kaçmışlar ve siz türkler bize soykırım yaptınız, niye sizin hükümetiniz kabul etmiyor yapılanları diye makineli tüfek gibi saymaya başlayınca, bir dakika dur dedim ya, bizim kimseye soykırım yaptığımız olmadı, o zaman bir savaş yaşandı ve iki taraftan da çok kayıplar verildi, senin dediğin gibi bir soykırım olabilmesi için aynen nazilerin yahudilere yaptığı gibi birşey olması lazım, ki biz türkler hiçbir zaman böyle birşey yapmadık, ama siz bizim mallarımıza el koydunuz, biz ekonomik olarak soykırımın kabul edilmesini istiyoruz, siz soykırım olduğunu kabul edin ki biz de Türkiye'deki mallarımıza ya da paralarımıza kavuşabilelim dedi, içimden tabii biz de enayiydik dedim, önce kabul edelim sonrada milyarlarca dolar tazminat ödeyelim, ama dedim sizin insanlarınız da ruslarla bir olup bizim türkleri katletmeseydi, neden siz yıllarca beraber ve dostça yaşadığınız türkleri arkadan vurdunuz o zaman deyince birşey söyleyemiyorlar. Sonradan evet soykırım yoktu, bir savaş vardı diye kabul etti, ama yine de siz kabul edin ki biz paramızı alabilelim diyor. Aslında o zaman ki olaylara tanık olan insanlardan dinlediğimiz kadarıyla gerçekten hem bizler hem de ermeniler inanılmaz acılar çekmişler ama herşeyi başlatan da onlar olmuş, kimse kimseye durduk yerde zulmetmez, ruslara güvenip de türkleri katletmeye başlamasalardı. Sen dedim çok gelir misin Las Vegas'a, evet arada sırada gelip kumar oynarım dedi, peki nasıl kazanabiliyor musun dedim, hayır özellikle 11 eylül'den sonra hiç kimse büyük paralar kazanamıyor dedi, bu arada ha bire cebinden 100$ çıkarıp makineye atıyordu, hayırdır durmadan para atıyorsun deyince, sabahtan beri 5.000$ oldu, hala paramı alamadım dedi, yerini kimse kapmasın diye makineden de kalkmıyordu, biz de paramız bitince makineden kalktık ama ermeni teyze hala oradaydı  artık kazandı mı ya da ne kadar kaybetti bilemiyorum.















Son günümüzü otelin havuzunda dinlenerek geçirdikten sonra akşam eşyalarımızı toplayıp sabah erkenden geldiğimiz yoldan Los Angeles'a döndük. Sonuçta yorucu ama ama bizim için fantastik bir seyahat oldu. 



visited 25 states (11.1%)