6 Ekim 2012 Cumartesi

Washington DC Seyahati




ABD’nin başkenti Wasington DC ( District of Columbia )’ye New York’tan günübirlik turlar olduğunu öğrenince bir günümü de buraya ayırmaya karar verdim. 150$ civarında bir rakama biletimi aldım. Ancak tur sabah 7:00’da Grand Central Station’ın yanından kalkacaktı.
Sabah 6’da Brooklyn’den metro ile Manhattan’a geldim. Henüz hava aydınlanmamıştı. Onlarca polis ve polis arabası Grand Central Station etrafında toplanmış, sabah içtimasını yapıyorlardı. Toplantıları bitip dağılmaya başladıkları anda bizim Washington otobüsü de geldi. Yol yaklaşık 4 saat civarında sürecek ve yolda bir kez de mola verecektik. Turda Nationa Mall diye adlandırılan ve içerisinde Kongre Binası, Senato, Beyaz Saray ve Smithsonian Uzay ve Havacılık müzesi görülecekti. Akşam saat 8 gibi de Manhattan’da olacaktık.
Otobüsün neredeyse tamamı doluydu ve meksika orjinli amerikalı bir rehber yol boyunca bize eşlik etti. Yaklaşık 2 saat sonra içerisinde bir fast food restoranı ve marketi olan şirin bir yerde mola verdik ve kahvaltımı yaptım. Yarım saatlik moladan sonra tekrar yola devam ettik.
Şehre girerken federal başkente girdiğinizi anlıyorsunuz, hertaraf devlet binaları ile dolu, FBI’ından tutunda CIA ve Hazine’ye kadar tüm federal binalar National Mall ve çevresinde konuşlandırılmış sanki. National Mall Senato binası, Beyaz Saray, G.Washington Anıtı (dikilitaş), reflecting pool ve Abraham Lincoln Anıtı ve çeşitli müzeler ve parklardan oluşmuş bir bölge. Şehrin çekirdeği diyebiliriz.
Amerikalılar bu tür yerleri çok iyi pazarlamasınıbiliyorlar, insanlar sırf bu binaları görmek ve gezmek için gidebiliyorlar, buralarda hem amerikalıları hem de dünyanın dört bir tarafından ziyaretçileri görebilirsiniz. Türkiye’de ise siz hiç Ankara’da TBMM’yi, Çankaya Köşkünü veya Başbakanlık konutunu gezmeye gelen birini gördünüz mü? Bırakın gezmeyi bu tür yerlerin yakınına bile yaklaştırmıyorlar.
Tur otobüsümüz Senato binasının yakında park ettikten sonra biz de çevreyi gezmek ve fotoğraf çektirmek için otobüsten indik. Son derece geniş bir alana yayılmış şekilde hem binaları hem de yeşil alanları içeren bir bölgeydi. Senato binası da aynen filmlerde gördüğümüz gibi görkemliydi. Ancak burada da bina içerisine bırakmıyorlardı. Sadece bina ve çevresinde fotoğraf çektirebildik.

Zamanımız bitince tekrar tur otobüsüne bindik ve Beyaz Saray’ın olduğu tarafa doğru hareket ettik. Beyaz Saray’da diğerleri gibi ihtişamlı bir şekilde durmaktaydı. Etrafı demir korkuluklarla çevrilmiş bir alanın ortasındaydı, ziyaretçiler tarafından bahçesi ve bina tamamıyla görülebiliyordu, o yüzden ABD başkanının ve ailesinin burada nasıl yaşayabildiklerine bir anlam veremedim. Şöyle bir balkona çıkıp temiz hava almak isteseler J veya bahçede oturalım deseler herkesin gözü önündeydiler. Ayrıca hemen Beyaz Saray’ın  yanıbaşında naylonlarla kapladığı derme çatma bir çadırın içerisinde kamp kurmuş halde 7/24 amerikanın politikalarını, savaşları ve nükleer silahlanmayı protesto eden, işin ilginç yanı 1981 yılından beri kimsenin karışmadığı 70’li yaşlarda 2 vatandaş vardı.  Connie ve Thomas. Çadırlarına astıkları sloganlarla adeta tüm dünyaya ‘ Barış istiyoruz ‘ diye haykırıyorlardı.. Aslında normal şartlarda Beyaz Saray çevresinde protesto gösterileri yasaklanmış ancak Connie bu kanun çıkmadan önce protestosuna başladığı ve devam ettiği için buna izin veriliyor. Bir bakıma artık orada kalıcı olmuş. Dünyanın en uzun süreli protestocusu. Beyaz Saray ve çevresini gezdikten ve fotoğraflarımızı çektikten sonra Uzay ve Havacılık müzesine gitmek üzere tur otobüslerimize bindik.





  


















Amerika’da dikkatimi çeken unsurlardan birisi de bu tür müzelerin sürekli dolu olması ve müşterilerinin de daha çok amerikalılardan oluşmasıydı. Uzay ve havacılık müzesi de yine düşündüğüm gibi bayağıkalabalıktı.
Uzay ve havacılık müzesi, amerikanın havacılık ve uzayla ilgili tarihsel gelişiminin anlatıldığı ve bunlara ait çeşitli araçların sergilendiği bir müze. İlk uçaklardan tutunda 2. Dünya savaşında kullanılan uçaklara, Apollo Ay Modülüne, aya giderken ve dönerken kullandıkları kapsüllere kadar amerika tarihinde yer alan birçok şeyin sergilendiği bir müze. Kesinlikle görülmesini tavsiye ediyorum.
2 saatlik müze turunun ardından yine National Mall’da yer alan Abraham Lincoln anıtına doğru yola çıktık. Abraham Lincoln anıtını ve çevresinde dolanıp fotoğraflarımızı çekip, orada bulunan büfeden çeşitli hediyelik eşyalarımızı da aldıktan sonra artık dönüş vaktimiz gelmişti. Şehrin çıkışına doğru yol alırken yol kenarında dizilmiş ve bir masaldan fırlamışçasına duran evler hayli ilginçti. Yalnız akşam trafiğinde şehirden çıkmak için yaklaşık 45 dakika harcadık.
 
Manhattan adasına yaklaşırken saatler 8:30’u gösteriyordu ve şehir tüm haşmetiyle karşımıza dikilmişti. Gökdelenleri ve gece yanan ışıklarıyla Manhattan muhteşem görünüyordu.



<------- New York Seyahati                                                 Viyana-Prag-Budapeste Üçlemesi ------>




visited 25 states (11.1%)