THY, Şubat ayı içerisinde Los Angeles’ a direk uçuşlara
başlayacağını duyurunca biz de eşimle beraber mutlaka promosyon olur
düşüncesiyle beklemeye başladık, nitekim beklediğimiz gibi de oldu, 60.000 mile
comfort class gidiş-dönüş uçak bileti bulduk. ( Bu arada bugün tekrar baktım,
THY hala 60.000 mile uçuruyor) Gidiş – Dönüş tarihlerine ait biletleri zor da
olsa denk getirip biletlerimizi aldık, çünkü gidiş için yer buluyorsunuz, dönüş
için 9-10 gün sonrasına bulamıyorsunuz gibi bir durumla karşılaşıyorsunuz, bu
yüzden normalde Haziran’ın 2. haftası için düşündüğümüz tatili mayıs ayının son
haftasına çektik.
Ödül bilet konusunda da THY’nı da eleştirmek istiyorum, çünkü
mayıs ayının son haftasına zor da olsa yer bulduğumuz comfort class uçuşunda uçakta 63
kişilik koltuk ayrılmış ancak sadece 10 koltuk doluydu. Uçak boş boş uçacağına hediye
millerle alabileceğimiz limitli kapasiteli biletler için extradan 5-6 koltuk
daha koysalar insanlar rahat rahat rezervasyonlarını yapsalar hiç de fena olmaz
diye düşünüyorum. 63 kişilik yer için 40-50 kişilik talep olur da anlarım bu
yaptıklarını ancak 10 kişi olunca biraz tuhaf oluyor. Ayrıca örneğin yurtdışına
comfort class ile uçacaksanız ve uçağınız yurtiçi bağlantılı ise millerle
hediye bilet alamıyorsunuz, çünkü yurtiçi uçuşunda comfort class uygulaması
olmadığından dolayı sistem bilet vermiyor, eğer economy limitli kapasite ile
bilet alacaksanız problem yok, ama comfort class’ta hediye millerle bilet
alacaksanız yurtiçini ayrı , yurtdışını da ayrı biletlendirmek zorundasınız ki
bu da size ekstradan şu an için 10.000 mile mal oluyor.
Gitmeden önce yine geçmişte yaptığımız gibi internetten ne
yapılır, nerelere gidilir, ne yenir gibi araştırmalara başladık. Ancak Los
Angeles için kalacak yer ayarlamaya çalıştığımızda karşımıza hiçbir yerde rastlamadığımızı
bir problem çıktı.
Los Angeles’ın bizim anladığımız manada bir şehir merkezi
yok. Yani İstanbul’da yaptığımız gibi akşam vakti çıkıp da şöyle bir İstiklal
caddesi turu atalım deme gibi bir şansınız yok, şehir öyle geniş bir alana
yayılmış ki çarşı diyebileceğiniz bir yeri bile yok. O yüzden uzunca bir süre
nerede kalacağımıza karar veremedik. Bir süre acaba downtown'ı mı tercih etsek diye düşündük ancak okuduğumuz yorumlardan downtown'ın daha çok iş merkezi olarak kullanıldığını ve akşamları da
genellikle tenha olduğunu öğrenince vazgeçtik. Bayağı bir kararsızlıktan sonra bizim için daha
uygun olduğuna karar verdiğimiz Universal Studios’a komşu olan Hilton Universal
City’de karar kıldık. Fiyat olarak diğerlerine göre biraz pahalı da olsa en
azından kafamız rahat olur diye düşündük.
Los Angeles araştırmamız sürerken ikinci büyük şoku şehrin
toplu taşıması konusunda yaşadık. Çünkü Los Angeles’ta insanlar toplu taşıma
araçlarını veya taksileri kullanmak yerine kendi özel araçlarını
kullanıyorlarmış. Bu yüzden dışarıdan gelen turistler için özellikle araç
kiralama işi bayağı bir gelişmiş hatta havaalanına indiğimizde araç kiralama
şirketlerinin vızır vızır çalıştırdığı shuttle’ları görünce okuduklarımızın hiç
de abartı olmadığını anladık. Özellikle Avis, Hertz, National ve Budget gibi
şirketlerin her 2-3 dk’da bir shuttle’ları geçiyor. Araç kiralama da en uygun
fiyatlar haftalık olanlarda, birçoğunda 2-3 günlük fiyatlar 1 haftalık olanlara
göre daha pahalı. Biz en uygun bütçeli olanlar içerisinde Fox Car Rental’ı seçtik,
aynı kategoride olan Payless kiralama şirketi de var, hatta ofisleri aynı salonun
içerisinde. Los Angeles’da araç kiralarken aracın sigortası fiyata dahil değil,
collision damage waiver denilen sigorta yaklaşık günlük 9-10 $ civarında bir
para tutuyor ki ben mutlaka yaptırmanızı tavsiye ediyorum. Çünkü bir kazaya
karışmanız durumunda mutlaka o parayı size ödetirler, hatta hiçbir şey
yapmasanız bile kazaya karışan araç
sahibini veya sizi hastaneye götürdüklerinde mutlaka bir problem bulunur ki her
insanın yattığı yataktan kaynaklı belinde küçük de olsa bir problemi varsa bile siz bunun kazadan dolayı olmadığını ispat bile edemezsiniz.
Araç kiralama işini de hallettikten sonra Los Angeles
trağini de bir gözden geçirmek istedim, ne de olsa Amerika’da ilk defa araç
kullanacaktım ve bu konuda tek dostumuz cep telefonumdaki Ndrive navisgasyon
programının spikeri Melahat olacaktı. Tüm Amerika seyahatimiz süresince Melahat
arada sırada problem çıkarsa da bizi her seferinde gideceğimiz yere kadar götürdü.
Los Angeles’da insanlar toplu taşıma araçlarını pek
kullanmayıp kendi özel araçları ile seyahat ettikleri için otoyollarda son
derece gelişmiş, ancak 6 şeritli otobanda 20-30 km/sa hızla ilerlemek pek
alışılmadık bir şey değil. İnternette 6 şeritli otobanları ve trafiğin çok
yoğun olduğunu okurken biraz abartılı gelmiş olsa da gittiğimizde bunu bizzat
yaşadık.
Amerika’da trafik kuralları adeta yayalar nasıl zarar görmez
denilerek konulmuş. İnsanlar yaya geçitlerinden karşıdan karşıya geçerken neredeyse
sağa sola bile bakma gereği hissetmeden geçiyorlar, bizdeki gibi yaya geçidinden araçlar izin
verdiği sürece geçmek yok, yayalar izin verdiği sürece araçlar geçiyor. Başka
bir konu yollarda kesişim noktalarında ‘STOP’ yazılı levhaları var, buralardan
geçerken etrafta hiç kimse veya hiçbir araç olmasa da mutlaka aracı durdurup
daha sonra geçmenizde fayda var, çünkü durmadan geçmeniz durumunda her an
polisten ceza yiyebilirsiniz. Bir de sağa dönüşler yol müsait olduğu sürece
size kırmızı ışık yansa da serbest. Los Angeles’da pek kimsenin kornaya
bastığını, size yol ver diye sellektör yaptığını görmedim. Eğer otobanda sol şeritte
yavaş gidiyorsanız bile sizden daha hızlı olan araçlar sağınızdan-solunuzdan
geçip gidiyor, bizdeki gibi ben hızlıysam soldan giderim, çekilin yolumdan diye
arkadan defalarca sellektör yaparım, kornaya basarım gibi şeyler yok. O yüzden
Türkiye’ye nazaran ya da en azından Adana’ya göre daha rahat araç
kullanabiliyorsunuz.
Son olarak Los Angeles için otopark problemini belirtmek istiyorum. Otellerde genellikle 15-25$ civarında değişiyor. Şehir içi park ücretleri de pek farklı değil. O yüzden günlük 30-40$'ı otopark ücreti için gözden çıkarmanız gerekiyor.
<-----Japonya Seyahati-Tokyo Disneyland Los Angeles Seyahati------>
Son olarak Los Angeles için otopark problemini belirtmek istiyorum. Otellerde genellikle 15-25$ civarında değişiyor. Şehir içi park ücretleri de pek farklı değil. O yüzden günlük 30-40$'ı otopark ücreti için gözden çıkarmanız gerekiyor.
<-----Japonya Seyahati-Tokyo Disneyland Los Angeles Seyahati------>
visited 25 states (11.1%)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.