11 Mayıs 2012 Cuma

Japonya Seyahati - Tokyo ve Yokohama (2)


Sabah kalkıp kahvaltımızı yaptıktan otelin ringi ile önce megura istasyonuna sonra da metro ile Tokyo istasyonuna gittik. Tokyo istasyonu o güne kadar gördüğüm en büyük ve karışık istasyonlardan bir tanesiydi. Zor da olsa Yokohama’ya giden tren için biletimizi aldıktan sonra yaklaşık 45 dakika sürecek bir yolculuktan sonra Yokohama’ya vardık. Yokohama’da dünyanın en yüksek dönme dolaplarından birinin olduğu parkı ve yokohama limanını gezmek, şehri dolaşmak ve dünyanın en büyük çin mahallesini gezmek gibi planlarımız vardı. 


Yokohama’da trenden indikten sonra istasyonun yanıbaşında bulunan Japonya’nın en yüksek binalarından biri olan Landmark Tower ve Queen’s Square Tower karşılıyor sizi. İçerisinde bir alışveriş merkezinin bulunduğu binanın katları arasında devasa bir yürüyen merdiven bulunuyor. Yaklaşık 50 mt uzunluğunda ve 60-70° eğimdeki merdivenden çıkması ve inmesi benim gibi yükseklik korkusu olanlar için bayağı zor. Yürüyen merdivene dikkat ederseniz tüm japonların merdivenin soluna ip gibi dizildiklerini göreceksiniz, yürüyen merdivenin sağ tarafı, basamakları yürüyerek çıkanlar için ayrılmış durumda. Özellikle metro istasyonlarında turistlerin haricinde sağ tarafta bekleyerek çıkanları göremezsiniz. Birkaç kez başıma geldiği için, alışmadığımızdan dolayı olsa gerek, dalgınlıkla yürüyen merdivenin sağ tarafında durarak çıkarken arkamda kuyruk olmasına rağmen kimse sesini çıkarmadan beklediğini gördüğümde nasıl utandığımı anlatamam, kibarlıktan veya saygıdan olsa gerek kimse kenara çekilir misiniz de demiyor.
Yürüyen merdivenlerden sonra limana ve parka çıkıyorsunuz. Burada sizi 120 mt yüksekliği ile dünyanın en büyük dönme dolaplarından biri karşılıyor. Yokohama’ya gidecekler için kesinlikle binmelerini tavsiye ediyorum. Bir tur yaklaşık 25-30 dk sürüyor ve en tepeye çıktığınızda tüm Yokohama ayaklar altında. 













Dönme Dolapta
Yokohama Roller Coaster




Yokohama Riverside
Yokohama Riverside








Parkta karakalem resim yapan japonlar
Dönme dolaba binip biraz da parkta gezdikten sonra taksiye atlayıp çin mahallesine gittik. Çin mahallesi gerçekten dedikleri kadar büyük. 1859 yılında Yokohama limanı açılınca birçok Çinli göçmen Yokohama'ya gelmiş, sonraları Hong Kong-Shangay'dan da feribot seferleri başlayınca birçok çinli tüccar da bu seferlerle gelip Yokohama'ya yerleşmişler ve okuldu, marketti, tapınaktı derken şu anda çin mahallesi olarak adlandırılan yerin temellerini atmışlar. Her ne kadar son zamanlarda çinli nüfus azalmışsa da burada yerleşmiş olanların sayılarının 3000-4000 civarında olduğu tahmin ediliyor. Hediyelik eşya dükkanlarından, marketlerden lokantalara ve tapınaklara kadar herşey mevcut. Ancak hediyelik eşya dükkanlarındaki eşyalar da bayağı pahalı, burada da fiyatlar Japonya’ya ayak uydurmuşlar.


Yokohama Chinatown

Yokohama Chinetown




Yokohama Budist Temple

Yokohama Budist Temple

Yokohama Budist temple

Yokohama Gemicilik Müzesindeki Nippon Maru Gemisi
Yokohama Gemicilik Müzesindeki Nippon Maru Gemisi



Queen's Square Monument
Queen's Square Monument



Çin mahallesinde dolaşırken yanımıza indiana jones filmlerindeki karakterleri aratmayacak güleryüzlü, bitirim tipli, 15-16 yaşlarında bir çocuk yanaştı ve eğer istersek bir ücret karşılığında dil konusunda bize yardımcı olabileceğini söyledi, biz de kendisine teşekkür edip istemiyoruz deyip çocuğu gönderdik. Bir süre sonra karnımız acıkınca yeni açılmış olduğunu anladığımız bir restorana girdik ancak garsonlar hiç yabancı dil bilmedikleri için bir türlü anlaşamıyorduk. Neyse baktılar olacak gibi değil, bize el kol işaretleri ile ingilizce bilen birini telefonla arayıp çağırdıklarını, 5-10 dakikaya kadar geleceğini söylediler. Çagırdıklarıkişi bir süre önce bizim karşımıza çıkan çocuk çıkınca açıkçası biz de sevindik. En nihayetinde siparişimiz ve yemeklerimizi yiyip lokantadan ayrıldık. Yalnız pekin ördeği diye sipariş ettiğimiz şeyin aslında 10x10 cm büyüklüğünde pekin ördeğinin derisi olduğunu ve ördek derisine 40$ ödediğimizi anlayınca içimize oturmadı değil hani.
Yokohama’da çin mahallesinde yeterince dolaştığımıza kanaat getirince Japonya'dan ziyade Amerika'yı andıran şehrin caddelerinde yürüyüş yaptıktan sonra tekrar tren istasyonuna gelip Tokyo’ya dönüş yaptık.
 
Tokyo’da Megura station’a gelip kendimize yemek yemek için bir restoran aramaya başladık. Yine kendimize uygun bir restoran bulmak için bayağı gezdikten sonra bodrum katta yer alan ve vitrinindeki yemek maketlerine bakarak hoşumuza giden bir restorana girdik.
Girmemizle birlikte harika bir yere geldiğimiz ortaya çıktı, içerisi son derece kalabalık ve aynen bizdeki gibi bir tarafı masalardan oluşan diğer tarafı da şark köşesi şeklinde döşenmişdeğişik bir restorana gelmiştik. Önce haşlanmış ve kızartılmış yeşil soya fasulyeleri eşliğinde japon biralarımızı yudumladık (tabii soya fasulyelerinin kabuklarını değil sadece tanelerini yiyorsunuz ), daha sonra karışık tavuk eti ızgaralarımızla kendimize güzel bir ziyafet çektik. Yorucu bir günün sonunda artık otelimize dönüp dinlenebilecektik. Yarın ki istikametimiz Tokyo Disneyland olacaktı.





<-----Tokyo Hakknda                                                                Japonya Seyahati Tokyo Disneyland ----->


. 


visited 25 states (11.1%)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.