Tokyo’da
ulaşım için tren ve metro hattını kullandık. Taksi de diğer bir seçenek ancak
pahalı olduğu için uzak mesafelerde tercih etmedik. Şehir merkezinde gezmek
için JR ve Yamanote Line’ı kullanıyorsunuz. İstasyonlardaki haritalar biraz
karışık olsa da birkaç sefer bindikten sonra alışıyorsunuz. Tokyo’da gittiğiniz
mesafeye göre ücret ödeniyor. Herhangi bir şekilde yanlış ücret ödediyseniz
Fare Adjustment Machine’lerden farkını alabiliyor ya da ödeyebiliyorsunuz....
Aşağıdaki
şekilde de görüldüğü üzere metro bir halka şeklinde Tokyo’da ulaşımı sağlıyor.
Halkayı dolaşmanız yaklaşık 1 saatinizi alıyor, ancak merkezde nereye gitmek
isterseniz sizi götürebilecek durumda. Ancak eğer şehir dışına gitmeyecekseniz
başlarda Tokyo istasyonundan uzak durun derim, gerçekten çok büyük ve çok
karışık.
Dövizinizi
havaalanında bozdurmanız sizin iyi daha iyi olur diye düşünüyorum, çünkü
anladığım ya da anlaşabildiğimiz kadarıyla bizdeki gibi döviz büroları yok
şehir merkezinde. O yüzden tüm yaşadıklarınıza ilave olarak bir de banka
tecrübesi yaşayabilirsiniz. Bizdeki gibi çok kalabalık olmasa da yine de biraz
yavaş yürüyor işlemler.
Japonya’daki
en büyük problemlerden biri dil yabancı dil. Çoğu japon ya ingilizce bilmiyor
ya da bilse de konuşmuyor. Ancak bu dışarıdayken, bir yeri arıyorken ya da
kaybolmuşken çok fazla bir dezavantaj teşkil etmiyor, çünkü japonlar gerçekten
çok yardımseverler. Eğer yardıma ihtiyacınız varsa dil bilmeseler bile bütün
işlerini güçlerini bırakıp size yardımcı olmaya çalışıyorlar. Hatta sizinle birlikte
gideceğiniz yere kadar size eşlik edip götürüyorlar.
Burada başımızdan geçen bir
olayı anlattığımda Türkler gibi misafirperverliği ile övünen bir millet olarak
aramızdaki farkı daha iyi anlayabiliriz diye de düşünüyorum. ‘Bir akşam metro
ile otelimize dönerken yanlış istasyonda inmişiz, bir an ne tarafa gideceğimizi
kestiremediğimizden olduğumuz yerde kalakaldık. Saat 22 civarında olduğu için
etrafta pek kimse de yoktu. O sırada muhtemelen bir eğlenceye ya da bara
gittiğini tahmin ettiğim 4-5 kişilik yüksek topuklu, mini etekli bir kız grubu
yanımızdan geçerken yardımcı olmalarını istedik. Bir tanesi bize yardımcı
olmaya çalışırken diğerleri yürümeye devam etti, yaklaşık 5 dakika anlaşmaya
çalıştık ama bir türlü gideceğimiz yeri anlayamadığı için yardımcı olamadı, biz
de kendisine teşekkür ettik ve yanımızdan ayrıldı, biz de etrafımıza bakınıp
birilerine soru sorabilir miyiz diye aranırken yaklaşık 4-5 dk sonra aynı kız koşa
koşa geri dönüp bize yardımcı olmaya çalıştı. Arkadaşlarından aldığı bilgi ile
bize otelin yerini tarif etti ve bu şekilde otelimize ulaştık.’
Dil
problemi özellikle restoranlarda büyük problem oluşturuyor, çünkü garsonların
çoğu ingilizce bilmiyor ve çoğu restoranda da menüler japonca. Menüde
yazanların ne olduklarını garsonlardan tarzanca öğrenip sipariş vermek için
yaklaşık 20-30 dakika geçiyor. Hatta Yokohama’da çin mahallesindeki bir restoran’da
garsonlarla bir türlü anlaşamayınca dışarıdan ingilizce bilen indiana jones
filmlerindeki bitirim çocuklara benzeyen bir çocuk çağırdılar da ancak o sayede
anlaştık. Bütün bunların üstüne Tokyo’daki bir çin restoranında sadece
çorbaları sipariş etmek için 10-15 dakika harcamışken eşimin neredeyse hello’yu
bile anlamayan garsona dönüp ana yemek siparişi için ‘ for the main course ‘
diye başlayan cümlesini duyunca resmen kopmuştum.
Son olarak belirtmek istediğim bir konu daha var....Yürüyen merdiven olayı. Özellikle metro istasyonlarında yürüyen merdivenlerde insanların ip gibi sol tarafa dayalı olarak göreceksiniz, başlangıçta bir anlam veremeseniz de bu aslında sağ tarafın merdiveni yürüyerek çıkmak isteyen insanlara ayrıldığını gösteriyor. Sağ tarafta dursanız da kimse bir şey demiyor ya da Türkiye'deki gibi çekil kardeşim dağdan mı geldin gibi laflar etmiyor ancak kafanızı çevirip arkaya bakarsanız oluşan kuyruğu görüp kendinizden utanabilirsiniz... Benden söylemesi :)
Son olarak belirtmek istediğim bir konu daha var....Yürüyen merdiven olayı. Özellikle metro istasyonlarında yürüyen merdivenlerde insanların ip gibi sol tarafa dayalı olarak göreceksiniz, başlangıçta bir anlam veremeseniz de bu aslında sağ tarafın merdiveni yürüyerek çıkmak isteyen insanlara ayrıldığını gösteriyor. Sağ tarafta dursanız da kimse bir şey demiyor ya da Türkiye'deki gibi çekil kardeşim dağdan mı geldin gibi laflar etmiyor ancak kafanızı çevirip arkaya bakarsanız oluşan kuyruğu görüp kendinizden utanabilirsiniz... Benden söylemesi :)
Japonya
seyahati sırasında ve sonrasında bende oluşan izlenim, japonların müslüman
olmadıkları halde, islamiyetin önem verdiği birçok kuralına bizlerden daha
fazla uyan ve buna göre yaşayan insanlar olduğuydu. Yardımseverlikleri, birbirlerine
olan saygıları, birbirlerinin haklarına tecavüz etmemeleri, kul hakkı
yememeleri, hırsızlık yapmamaları ve daha sayamayacağım bir çok nedenden dolayı
böyle bir izlenim edindim.
visited 25 states (11.1%)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.